7 Ocak 2015
Teknik analiz Nedir
TEKNİK ANALİZ
Teknik analiz, fiyat, hacim ve indikatör gibi göstergelerden yararlanılarak, geçmiș dönemde gerçekleșen piyasa hareketleri incelenerek geleceğe yönelik olarak fiyat öngörülerinin yapıldığı analiz yöntemidir. Teknik analiz, ekonomi biliminden bağımsızdır ve daha çok psikoloji, matematik, istatistik ve fizik gibi bilim dalları ile ilișki içerisindedir.
Teknik analiz, fiyat, hacim ve indikatör gibi göstergelerden yararlanılarak, geçmiș dönemde gerçekleșen piyasa hareketleri incelenerek geleceğe yönelik olarak fiyat öngörülerinin yapıldığı analiz yöntemidir. Teknik analiz, ekonomi biliminden bağımsızdır ve daha çok psikoloji, matematik, istatistik ve fizik gibi bilim dalları ile ilișki içerisindedir.
Teknik analizin temel mantığına göre, paritenin fiyat hareketlerine etki edebilecek her faktör fiyatlara
yansımıștır. Yani fiyatlar bir nevi barometre özelliği tașımaktadır. Teknik analizde, geçmiște
yașanan piyasa hareketleri referans niteliği tașımaktadır. Teknik analizin mantığına göre geçmiște
meydana gelen bir fiyat hareketi, gelecekte tekrar meydana gelecektir.Bu nedenle teknik analiz, paritelerin dinamiğini anlayabilmek
açısından yararlı olmaktadır.
Derinliğin oldukça düșük olduğu ve bu nedenle yapay hareketlerin sıkça meydana geldiği İMKB’de
teknik analiz yöntemleri özellikle küçük șirket hisselerinde çoğu zaman bașarısız olmaktadır.
Bu nedenle İMKB ve benzeri derin olmayan piyasalarda, küçük yatırımcı için büyük ancak piyasa
mekanizması için oldukça küçük bir fonla, özellikle küçük șirket hisselerinde yapay hareketler
yaratmak mümkündür. Borsa jargonunda grafik çizmek ya da tahta yapmak olarak nitelendirilen bu
hareketlerin, günlük ortalama ișlem hacmi 2 trilyon doları bulan forex piyasalarında olușturulmasının neredeyse
imkansız olması, bu piyasada teknik analizin bașarı oranını önemli ölçüde artırmaktadır.
Çoğunlukla makroekonomik verilerin gündemde olduğu forex piyasalarında diğer
piyasalarda olduğu gibi bireysel ve kitlesel olarak, psikoloji faktörü büyük rol
oynamaktadır. Forex piyasalarına ilk bakıldığında verilerin arz ve talebi olușturarak fiyatları yönlendirdiği söylenebilir. Ancak fiyatları olușturan temel dayanak, veriden ziyade, piyasaların veriye ilișkin beklenti ve algılamalarıdır. Örneğin düșüș trendinde olan bir paritede olumlu bir verinin açıklanması, kalıcı yükselișten
ziyade genellikle tepki yükselișine neden olmaktadır. Yükselen trend içerisindeki paritelerde ise olumsuz veriler, genellikle sınırlı düșüșlere neden olabilmektedir. Verilerin beklentilerden așırı derecede olumlu gerçekleșmesi de sert yükseliș hareketlerine neden olabilmektedir. Beklentilerin ötesindeki gerçekleșmeler, kitle psikolojisi üzerinde așırı iyimserlik veya panik etkisi yaratabilmektedir.
piyasalarda olduğu gibi bireysel ve kitlesel olarak, psikoloji faktörü büyük rol
oynamaktadır. Forex piyasalarına ilk bakıldığında verilerin arz ve talebi olușturarak fiyatları yönlendirdiği söylenebilir. Ancak fiyatları olușturan temel dayanak, veriden ziyade, piyasaların veriye ilișkin beklenti ve algılamalarıdır. Örneğin düșüș trendinde olan bir paritede olumlu bir verinin açıklanması, kalıcı yükselișten
ziyade genellikle tepki yükselișine neden olmaktadır. Yükselen trend içerisindeki paritelerde ise olumsuz veriler, genellikle sınırlı düșüșlere neden olabilmektedir. Verilerin beklentilerden așırı derecede olumlu gerçekleșmesi de sert yükseliș hareketlerine neden olabilmektedir. Beklentilerin ötesindeki gerçekleșmeler, kitle psikolojisi üzerinde așırı iyimserlik veya panik etkisi yaratabilmektedir.
KİTLE PSİKOLOJİSİNİN FİYATLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİNE TARİHTEN BİR ÖRNEK: LALE ÇILGINLIĞI
XVI.yüzyılın sonunda, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Hollanda’ya götürülen lale, coğrafi
keșiflerin etkisiyle zenginleșen Hollandalıların lüks evlerinin bahçelerini süslemeye
bașlamıștı. Yeni bir çiçek olan laleye olan bu merak çok geçmeden ciddi bir talebi de
olușturmuștu. Yetiștirilen lalelerin satılması, daha pahalı lale soğanlarının alınmasına neden oluyordu. Lalenin, reel olarak sadece bir bitki olmasına karșın, bir statü sembolü olarak algılanması sonucu, fakir Hollandalıların da ilgisi yeni talep ve dolayısıyla yeni yükselișlere neden olmaktaydı. Bu gelișme üzerine fiyatlar o kadar tırmanmıștı ki ticari anlașmalar lale üzerinden yapılmaya ve insanlar evlerini lale karșılığı ipotek etmeye bașlamıșlardı. Bu çılgın süreç devam ederken, bir virüsün mutasyona uğraması sonucu eșsiz șekil ve renkte lalelerin ortaya çıkması fiyatları daha da yükseltmekteydi. Çılgınlığın zirve noktasına çıktığı 1636
yılında bir lale soğanı ile on iki dönümlük bir arazi ya da Amsterdam’da lüks bir malikane almak mümkündü. Hatta bazı kaynaklarda varlıklı bir Fransa vatandașının, ülkesindeki bira fabrikasını bir Hollanda vatandașına, bir lale soğanı karșılığı sattığı da anlatılmaktadır. Ancak 1637 yılında beklenen mutasyonların meydana gelmemesi, lalelerin satılmak istenmesine neden oldu ve hemen hemen bütün yatırımcıların tüm malvarlığını lale soğanına yatırmıș olmasından dolayı, piyasada olușan likidite sıkıntısı fiyatların oldukça hızlı bir șekilde düșmesine neden oldu. Öyle ki fiyatlar sadece bir haftada yüzde 95 oranında düșmüștü. Her gün onlarca yatırımcı, bu çılgınlık sonucu tüm varlığını kaybettiğinden Amsterdam kanallarına atlayarak intihar etmeye bașlamıștı.Hollanda krallığı, bu noktada bu trajediye müdahale ederek lale ticaretini daha küçük ölçekli ve stabil hale getirdi.
Ünlü Fransız yazar, Alexandre Dumas’nın Siyah Lale isimli eserine de konu olan bu finansal balon, üzerinden
yaklașık dört yüz yıl geçmiș olmasına karșın hala çok tartıșılan bir konudur. Lale
çılgınlığı örneğinde olduğu gibi. Toplumsal histerinin etkisiyle olușan așırı talep
sonucu, fiyatların mantık sınırlarını zorlayan noktalara gelmiș olması, psikolojinin finans piyasalarındaki
önemini açıkça ortaya koymaktadır.
Günümüzde ise teknolojinin ilerlemesi ve bilgi birikiminin artması nedeniyle finansal
balonların çapı çok daha küçük olmaktadır. Ancak 2007 yılında meydana gelen ve etkileri hala devam eden subprime krizinin de emlak sektöründeki balondan kaynaklandığı unutulmamalıdır.
Günümüzde ise teknolojinin ilerlemesi ve bilgi birikiminin artması nedeniyle finansal
balonların çapı çok daha küçük olmaktadır. Ancak 2007 yılında meydana gelen ve etkileri hala devam eden subprime krizinin de emlak sektöründeki balondan kaynaklandığı unutulmamalıdır.
TEKNİK ANALİZİN ELEȘTİRİLDİĞİ NOKTALAR
Teknik analiz, birçok profesyonel yatırımcı tarafından bașarıyla uygulanırken, bazı yatırımcı ve analistler, bilimselliği tartıșılan bu analiz yöntemi yerine, ekonomi ve finans bilimine dayanan temel analizi tercih etmektedirler. Hatta, yatırımcı ve analistler arasında teknik analizin falcılık ya da modern simyacılık olduğuna yönelik oldukça yaygın önyargılar da söz konusudur. Teknik analizin, temel analize göre oldukça yeni bir analiz yöntemi olması nedeniyle akademik çevrelerde bilimselliği hala tartıșma konusudur. Ancak teknik analiz, psikoloji, istatistik ve matematik gibi bilimleri referans almaktadır. Örneğin Turkceforex.com'un ilerleyen sayfalarında okuyacağınız Fibonacci analizleri, geçerliliği bilimsel olarak kanıtlanmıș bir yöntemdir ve temeli matematik bilimine dayanmaktadır.Ayrıca bilișim teknolojisinde son yıllarda meydan gelen hızlı gelișmeler nedeniyle, teknik analizin uygulanmasındaki kolaylığın
artması, teknik analizin bazı akademik çevrelerde kabul edilmesine ve medyada daha fazla yer bulmasına neden olmaktadır.
Birçok yatırımcı ve analist, sadece teknik analiz veya sadece temel analizden
yararlanmaktadır. Temel analiz, ekonomi, politika ve finans konularında bilgi ve tecrübe birikimi isteyen bir yöntemdir. Bu yöntemden yararlanılarak, herhangi bir paritenin gelecekte yapabileceği hareketleri öngörmek mümkündür. Ancak piyasa hareketleri çoğu zaman öngörünen zaman ve koșullarda gerçekleșmez. Bu nedenle sadece temel analize bakarak yatırım yapmak zaman zaman yanıltıcı olmaktadır. Teknik analiz ise ekonomi, politika ve finans konularının uzağındadır ve referans noktası fiyat hareketleridir. Bu nedenle oldukça güçlü gözüken trend ve formasyonlar, sadece teknik analizi düșünen yatırımcılar için cazip olabilir. Ancak verilerde meydana gelen, beklentilerden farklı gerçekleșmelerin ve 11 Eylül vb. olağanüstü gelișmelerin olduğu dönemlerde teknik analizin yanılma payı temel analize göre çok daha yüksektir.
yararlanmaktadır. Temel analiz, ekonomi, politika ve finans konularında bilgi ve tecrübe birikimi isteyen bir yöntemdir. Bu yöntemden yararlanılarak, herhangi bir paritenin gelecekte yapabileceği hareketleri öngörmek mümkündür. Ancak piyasa hareketleri çoğu zaman öngörünen zaman ve koșullarda gerçekleșmez. Bu nedenle sadece temel analize bakarak yatırım yapmak zaman zaman yanıltıcı olmaktadır. Teknik analiz ise ekonomi, politika ve finans konularının uzağındadır ve referans noktası fiyat hareketleridir. Bu nedenle oldukça güçlü gözüken trend ve formasyonlar, sadece teknik analizi düșünen yatırımcılar için cazip olabilir. Ancak verilerde meydana gelen, beklentilerden farklı gerçekleșmelerin ve 11 Eylül vb. olağanüstü gelișmelerin olduğu dönemlerde teknik analizin yanılma payı temel analize göre çok daha yüksektir.
Her iki analiz yönteminde varolan bu ve buna benzer risk faktörlerinden dolayı her iki analiz yöntemini sentezleyerek yatırım
yapmak, forex gibi kısa vadeli yatırımların ön planda olduğu piyasalarda daha isabetli sonuçlar verebilmektedir.
Örneğin, temel analiz ile yönü tahmin edilebilen bir paritenin teknik analizi yapılarak çok daha isabetli sonuçlar
doğuran ișlemler yapılabilir. Bu ve bunun gibi örneklerden anlașılabileceği gibi temel analizle alınan bir
yatırım kararının zamanlamasının teknik analize bırakılması, genellikle isabetli sonuçlar vermektedir.
Sadece temel analize dayanarak yatırım yapan bir yatırımcıyı, EKG grafiklerine bakmadan by pass ameliyatı kararı
alan bir kardiyologa benzetebiliriz. Kardiyologun, uzun yıllar boyunca
aldığı akademik eğitim süreci sonucunda elde ettiği bilgi ve tecrübe, hastanın kalbinin ritimlerinin incelenmemesi halinde hiçbir ișe yaramayabilir. Benzer bir șekilde sadece temel analize dayanarak alınan yatırım kararı, piyasa hareketleri incelenmeden alındığında, beklentilerden oldukça olumsuz sonuçlar doğurabilir. Sonuç olarak, hastanın kalbinin ritimlerini incelemeden ameliyat kararı almak ne kadar büyük bir risk ise piyasa hareketlerini incelemeden yatırım kararı almak da o kadar büyük bir risktir.
aldığı akademik eğitim süreci sonucunda elde ettiği bilgi ve tecrübe, hastanın kalbinin ritimlerinin incelenmemesi halinde hiçbir ișe yaramayabilir. Benzer bir șekilde sadece temel analize dayanarak alınan yatırım kararı, piyasa hareketleri incelenmeden alındığında, beklentilerden oldukça olumsuz sonuçlar doğurabilir. Sonuç olarak, hastanın kalbinin ritimlerini incelemeden ameliyat kararı almak ne kadar büyük bir risk ise piyasa hareketlerini incelemeden yatırım kararı almak da o kadar büyük bir risktir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Soru ve Görüşlerinizi Buradan İletebilirsiniz